Bozburun

Selimiye ve Bozburun taraflarına hep tekne ile, günübirlik gitmişimdir. Esasen, bir zamanlar oralara tekne dışında bir araçla gitmek de pek öyle kolay değildi. Yine otuz yıldan fazla bir zaman önce araba ile bir kere gitmeye çalışmıştık. Marmaris- Datça yolundan sapılan Bozburun yolu, kızıl renkte toprak bir yoldu ve bizim dışımızda bir tane araç geçmiyordu. Ormanlık alanda bir süre ilerledikten sonra karşımıza yaban domuzları çıkınca, iyice ürküp, geri dönmüştük. Şimdi, Bozburun yollarında üstü açık ciplerle gezmeye çıkmış, güle oynaya giden, fotoğraf çekip, şahane manzaranın ve güneşin tadını çıkaran turist kafilelerine rastlıyorsunuz. Karşılaştığımız bir kafilede tam yirmi iki cip peş peşe gidiyordu.

O zamanlar Selimiye’deki Sardunya da, daha çok günübirlik teknelerin öğlen molası verdiği, salaş, etrafı toz toprak içinde olan bir lokanta idi. Yıllar içinde gelişti. Şimdi konaklama hizmeti de veren, güzel bir yer haline geldi.

Bozburun’a en son geçen sene tekne ile gitmiş ve önlerinde “deck”leri olan otelleri görünce, buraya gelip, kalmanın güzel olacağını düşünmüştüm. O nedenle, bu seneki yaz rotasına Bozburun’u da ekledim.

Hotel Aphrodite- Bozburun

Kaldığımız Hotel Aphrodite, küçük bir aile işletmesi. Yol belli bir yere (Otel Mete’nin önüne) kadar geliyor. Oradan telefon edince, sizi beş dakika içinde, motorla gelip, alıyorlar. Motoru kullanan Çetin bey her türlü işe koşan, sempatik birisi. Bavulların taşınması, köye gidip, gazete alınması, akşam masalarının kurulması, yemek servisi… Dedim ya, her türlü iş… Konuşkan da aynı zamanda. İnsanı sıkmadan, tatlı tatlı bilgi veriyor, yardımcı oluyor. Civardaki bir köydenmiş kendisi. Yirmi senedir bu otelde çalışıyormuş.

Otelin olmazsa olmazı Çetin Bey…

Bu civardaki otellerin yerleşim alanları çok büyük değil. Kıyı normal bir plaj için uygun olmadığı için, hepsinin önlerinde şemsiye ve şezlongların konduğu “deck”leri var. Deniz, otelin önünde bile 5 metre derinlikte ama, hiç dalga olmadığı için, küçük çocuklar bile simit veya can yelekleri ile rahatça yüzüyorlar. Üstelik, su da soğuk değil. Burada da denizin inanılmaz güzel bir rengi var. İnsanın çıkası gelmiyor…

Hotel Aphrodite- Bozburun

Hotel Aphrodite’i yanındakilerden ayıran en önemli özelliği çok sayıda ağaç olması. Esinti ve ağaçların gölgesi, aşırı sıcaklarda kurtarıcı oluyor. Akşam yemeği “deck”in üstünde kurulan masalarda yeniyor. Eğer yarım pansiyon olarak kalmıyorsanız, yemek isteyeceğiniz kalamar, ahtapot, balık ve benzeri için siparişlerinizi sabahtan alıp, taze taze tedarik ediyorlar. Yediklerimizin arasında kalamar tava ve akya ızgara özellikle aklımda kalanlar.

Hotel Aphrodite- Bozburun

Otelin diğer odalarını görmedim. Biz standart odada kaldık. Temiz ama, biraz fazla “standart”tı. Hem odalara, hem otelin geneline ince bir dokunuş güzel olurdu . Öte yandan, bu küçük işletmelerin de desteğe ihtiyacı olduğunu, artan müşterileri ile kendilerini iyileştireceklerini düşünüyorum. Nitekim, gözlemlediğim kadarı ile, Hotel Aphrodite’in sadık bir müşteri kitlesi var. Artık aile gibi olmuşlar. Yurtdışından da, özellikle Hollanda’dan sürekli gelen misafirleri varmış.

Yaz Rotası (2017)

Profesyonel yaşam insanı bütün bir yıl, irili ufaklı tatillere doğru koşmaya itiyor. Özlemle bekliyor, gün sayıyorsunuz. Sonra, o hiç bitmeyecekmiş gibi başlayan tatiller göz açıp, kapayıncaya kadar geçiyor. Son birkaç gün içinize düşen “işe geri dönme” sıkıntısı da cabası. Tabii bu, şanslı olup da, tatiliniz süresince çağımızın en büyük esaret cihazı olan cep telefonunuz aracılığıyla işten, bazen defalarca, aranmadığınız sürece… Ne yazık ki, bazı kapasitesiz yöneticiler bunu özellikle yapmaktan zevk alırlar. Ya da, sanki tatil yasal hakkınız değilmiş gibi, dönüşünüzde kendilerince tatilinizi burnunuzdan fitil fitil getirirler..

Tatil günleri sınırlı olunca, insan ister istemez gideceği yere en hızlı şekilde varmayı ve yollarda gereksiz zaman harcamamayı hedefliyor. O nedenle, uzun yıllardan beri yaz tatillerinde eğer güneye gidilecekse, uçak ile seyahat etmeyi ve genelde tek bir yere gitmeyi tercih ediyordum. Yaşamın farklı evreleri insana farklı tatil modelleri empoze ediyor. Küçük çocuğunuz varken tercih sebebi olan büyük ve yarım/tam pansiyon turizm işletmeleri daha sonra sizin için cazibesini yitiriyor.

Bu yaz, uzun yıllardan beri yapmadığımız şekilde bir tatil yapmak istedik. Hem uçak yerine araba ile gidelim, hem de yol boyu, seçtiğimiz birkaç yerde kalalım dedik.

İşte 2017 yaz rotamız:

CundaAyvalık
Sığacık
Datça
Bozburun
Şirince