– Metin’i eve yolladığım iyi oldu, özlemişim, diye düşündü Kamil bey.
Eskiden de ara sıra yapardı bunu. Bir davete gittiği zaman, şoförünü evine yollar, dönüşte arabayı kendisi kullanırdı. Son zamanlarda daha sık yapmaya başlamıştı. Gecenin karanlığında tenha sokaklarda araba kullanmaktan keyif alıyordu.
Hem araba kullanmayı hem de kendi ile baş başa kalmayı. Evdeki ve işteki çalışma odalarında da yalnız kalabiliyordu ama tek başına araba kullanmanın keyfi bir başka idi. Yanında Arzu olsa, buna asla izin vermezdi.
– Ne münasebet, derdi, kaşlarını kaldırarak.
Tıpkı dekore ettiği evler gibi, görüntü onun için çok önemliydi. Bakan, gören birileri olmasa da, varlıklı bir çift olarak nasıl göründükleri önemliydi. Giyim ve kuşamları dışında, ütülü takım elbisesi içinde araba kapısını tutan şoför, yüksek topuklu ayakkabısının içindeki zarif ayağını arabadan uzatışı… Hepsi, hepsi önemli idi. Sanki kafasında, belli durumlar için sabitlediği belli sahneler vardı ve her şey bu şablonlara göre olmalıydı. Kamil bey, ilerde kızının da annesine benzeyeceğini düşünüyordu. Henüz ergenlik çağında olsa da, sonradan Melis’de de benzer takıntıların olacağını sezebiliyordu.
Böyle eve yalnız döndüğü gecelerde Kamil bey şehrin hiç bilmediği kenar mahallelerine gitmeyi de adet haline getirmeye başlamıştı. Yolunun üstünde olmasalar da, bu semtlere sapıp, ıssız sokaklarda araba kullanmak hoşuna gidiyordu. Kendi İstanbul gerçeğinden çok faklı olan buralarda gezerken kendisini yapmaması gereken bir kaçamak yapıyormuş gibi hissediyor, heyecanlanıyordu. Issız ve karanlık sokaklarda köşeleri dönerken kalbi çarpıyor, hem biraz korkuyor hem de bir şeyler olsun istiyordu. Pahalı bir araba ile buralarda gezmek de pek akıllıca sayılmazdı ama, işte o da bu heyecanın bir parçası idi.
Gece geç vakit olmasına karşın bazı evlerde ışıklar açıktı. Tavandan sarkan çıplak ampüllerin cılız ışıklarına kimi yerlerde açık olan televizyonların sürekli değişen renklerdeki ışıkları karışıyordu. Kamil bey hep merak ediyordu. Kim bilir kimler oturuyordu buralarda? Nasıl bir hayat sürüyorlardı? Kendi çalışanlarından da oturanlar olabilirdi bu evlerde. Bazı dökülen evlerin önünde fena sayılmayacak arabalar oluyordu. Borç harç, banka kredisi ile alınmış arabalar belki. Düzgün giyinirsen, bir de araban varsa, kimse nerede oturduğunu merak etmiyordu. Artık ev gezmesine pek gidilmediği için, insanların oturdukları semtleri saklaması daha kolaydı.
Birden bir kedi atladı önüne. Frene bastı hemen ama, bir yandan da sanki bir uykudan uyanmış gibi hissetti kendini. Yoksa, düşüncelere dalıyorum sanarken uyuklamış mıydı? İçi geçmiş olabilirdi. Oturduğu yerde biraz doğruldu. Camı araladı ve direksiyonu tutan parmaklarını sıktı. O halde iken iyi ki bir insan çıkmamıştı önüne.
– Allah korusun! Buralarda kazara birisine çarpsam, linç edilebilirim vallahi, diye geçirdi aklından.
Uzaklarda bir köpek havladı. Sonra ona katılan başka köpekler oldu. Saat ikiye geliyordu. Arzu uyumuş olurdu bu saatte genellikle. Çok düşük olsa da, henüz uyumamış olma olasılığı da vardı. Birkaç kişi ile beraber, yemek üstüne bir şeyler içmek için bir yere gittiklerini söyleyebilirdi o zaman. Paçayı ele vermemek için hangi isimleri sayabileceğini düşündü.
Arabayı çevre yoluna doğru sürdü. Navigasyonun bir azizliğine uğramazsa, birkaç dakikaya dört şeritli yola çıkmış olurdu. Kendini yorgun hissetmeye başladı iyice. Bu kaçamağı yapmamış olsa, şimdiye keten çarşaflara uzanmış, mışıl mışıl uyuyor olurdu. Öte yandan, bu gezmeler iyi geliyordu. Nedenini tam olarak açıklayamıyordu. Bu bir tür, edindiği servet ve toplum içinde ulaştığı yer için şükretmek miydi, yoksa başka bir şeyden dolayı mı buralara atıyordu kendisini, bilemiyordu. Üstelik, gittikçe daha sık yapmaya başlamıştı. Fırsatını bulduğunda, kendisini gece vakti böyle semtlere atıyordu.
Çevre yolunda bulunduğu noktadan eve on iki dakika veriyordu navigasyon. Yollarda çok fazla araç yoktu. Hasdal viyadüğünün altından geçerken, yol kenarında müşteri bekleyenleri gördü. Daha önce de birkaç kere bu saatlerde rastlamıştı. Trans kadınlardı bunlar. Hızla başını çevirdi. Kalbi deli gibi çarpmaya başladı.
(Devam edecek)
Ülgen Özgül
© Tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilmeden ve izin alınmadan metnin tamamı veya bir bölümü yazılı, görsel ve diğer medya ortamlarında kullanılamaz.